Tam anlamıyla bir yelken teknesi olan Tirhandil, ilk üretim yıllarında tek direkli ve Latin yelken donanımlıydı. Seyir ve kullanım avantajları nedeniyle, günümüzde Latin yelken çok tercih edilmezken, Tirhandil’lerde randa ve özellikle Marconi donanımlar yer almaya başlamıştır.
Bodrum’da Tirhandil’ler, özellikle mübadele sonrası Giritli’lerin gelişiyle daha çok görülmeye başlar ve süngerciliğin yaygınlaşması ile birlikte giderek artar.
Bodrum’un bilinen ilk Tirhandil’ini; Girit doğumlu, Nami’nin Mehmet kızağa koyar. Tekneyi, yine bir Girit doğumlu ve Bodrum’un ilk süngercilerinden olan Ali Cengiz sipariş etmiştir. Bodrum’da yapımı bilinen ilk Tirhandil ‘’Atilla’’, 10,5 metrelik boyuyla, Kumbahçe sahilinden 1933 yılında indirilir. Bu, Bodrum tekne yapımcılığı için bir dönüm noktasıdır.
Tirhandil imalatının ilk yıllarında, geleneksel ahşap teknelerde olduğu gibi, tirhandillerin yapımında da yöresel ağaçlar kullanılırdı: Kızılçam, karaçam, sedir, özellikle omurgada okaliptüs. Günümüzde, geleneksel üretim olduğu gibi lamine tirhandiller de üretilmektedir.
Geçmişte sünger avcılığı ve yük taşıma işleri için 7-12 metre aralığında yapılan Tirhandiller, değişen talepler ve lamine teknolojisinin de etkisiyle 18-20 metreye kadar uzamış durumdadır.
Günümüzde, yaşayan Tirhandil ustalarının en önemlilerini; Çolak Erol (Ağan), Kıvırcık Mustafa (Cengiz), Uğur Susam, Hacı (Mustafa Özkeskin) olarak sayabiliriz. Bunlar, bir çırpıda aklıma gelenler. İsmini hatırlayamadıklarım sanmasın ki kendilerini unuttuk.
Bodrum, tersane bölgesine gelirseniz, hala atölyelerinin başında olan Çolak Erol ve Kıvırcık Mustafa’yı kime sorsanız bulursunuz. Hacı’nın atölyesi Bodrum-Kızılağaç’tadır ve Uğur Susam’ı da orada bulabilirsiniz.
Kaynak: Bodrum’un Gayıkları, Saner Gülsöken
Bodrum Deniz Müzesi Yayınları